Bir incirlik üssü var!

Rasih Nuri İleri

Amerikan emperyalizminin komşumuz Irak halkına karşı giriştiği son saldırı, Adana’daki İncirlik Amerikan Hava Üssü’nü yeniden güncel duruma sokmuştur. Bu konuda iki eski anım var:

1962 yılının başında Türkiye İşçi Partisi’ne kaydolunca, memleketim Adana’ya gittim; Parti lokaline uğradığımda büyük bir heyecan yaşanıyordu. Partinin Gençlik Kolu Başkanı ve Harb-İş Sendikası Başkanı Cenan Bıçakcı büyük bir olay yaratmıştı. İncirlik Hava Üssü işyerinde işverenle olan anlaşmazlık sonucu sendika, yargıya başvurmuş ve haklı bulunarak alacağını icra yoluyla tahsil etmek istenince icra görevlileri içeri alınmamışlar. Bunun üzerine çaresiz kalan Bıçakcı, bir basın toplantısı düzenleyerek, Üs’den çıkan kamyonlara el koyarak kanuni alacağını tahsil edeceğini bildirmiş ve kızıl kıyamet kopuvermişti. Gerçekten de “bizzat ihkakı hak” kanunen suçtur.
Bunu işitince Adana Valisi Mukadder Öztekin’in sınıf arkadaşım olduğunu anımsayarak derhal Vilayet’e gittim ve Özel Kalem, vali meşgul deyince “kartımı derhal ona iletin” dedim. Az sonra içeri alındım. Vali makam koltuğunda değil de iki kişi ile bir kanapede oturuyordu, ayağa kalkıp bana sarıldı ve misafirlerini, Polis Müdürü, Cumhuriyet Başsavcısı bilmem kim diye bana tanıştırdı. Konuşmalarına devam ettiler. Konuları, Cenan Bıçakcı’nın yarattığı olaydı. Cenan‘ı Müdüriyet’e götürüp hafiften okşatmak kararını alıp ayrıldılar. Ben ise safçana “Konuyu anlayamadım, gerçekten sendika lehinde karar var mı?” diye sordum. Vali “Var, olmasına var ama uygulanamaz” deyince ben “Bu memlekette mahkeme kararları nasıl olur da uygulanmıyor” dediğimde Vali, “Ben Adana Valisiyim ama İncirlik Adana’da mı bilmiyorum” dedi. Ben de “Ceyhan’a gitmek için trene binerseniz, ilk istasyon İncirlik değil mi?” diye sorunca Mukadder “Öyle olmasına öyle ama yine Adana’da olup olmadığını ben bilmiyorum” dedi. Ben de ayrılıp Parti lokaline gittim, olayı anlatıp “Cenan bir-iki gün ortalıkta görünmesin” diye talimat verdim.

Yıllar geçip de Türkiye İşçi Partisi 1965’te TBMM’ye girince, Demirel hükümetine ilk sorulan sorulardan biri İncirlik Üssü hakkındaydı. Buna da ar damarı olmayan Başbakan, “Üs yok, tesis var” diye alışığı olduğu yanıtlardan birini verdi.

Adana’da 1966 Malatya Parti Kongresi’nden az önce ilginç bir olay olmuştu. Küçüksaat’ten Abidin Paşa Saati’ne giden yolun sağında barlar bulunmaktadır. Bir gün ikindi saatinde iki Amerikan neferi kapalı olan barların önünde bir kıza laf atınca, orada bulunan eski komünistlerden Türkiye İşçi Partili Ahmet Dokur arkadaşım “Bu memleketten Fransızları kovmuştuk, şimdi Amerikalılar kızlarımıza sataşıyor” diye bir fit sokmuş ve yoldan geçen iki-üç genç Amerikalıları tartaklamaya başlayınca polis araya girmiş. Ve tam o sırada sinemalar boşaldığından dolayı olay büyümüş, polis gördüğü eski bir öğretmene “Hocam, şu kamyona binip halkı teskin et” deyince Hoca bindirildiği kamyondan dayanamayıp daha da kışkırtıcı sözler söyleyince polisler kendisini Müdüriyet’e götürmek zorunda kalmışlar. Halk, öğretmeni kurtarmak için yolun sonunda olan Müdüriyet’i bastığında bu defa hızını alamayan kalabalık Amerikan mahallesine gidip bir-iki otomobil devirmiş, bir yandan da İncirlik üzerine yürümeye kalkışmıştı. Olaya bizim Ahmet Usta neden olup da oradan derhal ayrılması üzerine, polis uzaktan seyirci olan TİP yöneticisi Selahattin Uyar ile bir arkadaşımızı gözaltına almıştı. Tabii az sonra mahkemede temize çıktılar.


İncirlik Hava Üssü’nün bana anımsattığı iki hikaye…
Oysa biliyoruz az sonra 6. Filo İstanbul’a geldiğinde İstanbul üniversite gençliği, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Amerikan bahriyelilerini denize atmışlar ve halkın coşkun desteği ile karşılanmışlardır. İşte globalizm maskesi altında dünyaya ve petrol alanlarına hakimiyetlerini oturtmak isteyen Amerikan emperyalistlerinin Türkiyemizdeki tutumları ve bu tutumun bende uyandırdığı anılar…

Amerikalılar hiçbir dönemde yurdumuzun dostu olmamıştır. Kendi menfaatleri için Balkanlar’da ve Ortadoğu’da halkları bölüp birbirine düşman eden emperyalistlere dur demek her yurtseverin görevidir.